
Karbon ve Beyaz Fırın: Mimari Dönüşümle Yazılan Bir Miras
2010 yılından bu yana Karbon mimari ekibi, İstanbul’un gastronomi sahnesinde kalite ve gelenekle özdeşleşmiş bir marka olan Beyaz Fırın’ın mimari dönüşüm sürecinde önemli bir rol üstlendi. Suadiye, Ataşehir, Erenköy ve Kadıköy’deki mevcut şubeler yenilikçi bir yaklaşımla revize edilirken, masaya servis ve brasserie hizmetinin başlaması gibi fonksiyonel çözümler üretilmesi gereken durumlar da göz önüne alınarak markanın mimari dili sıfırdan oluşturuldu.
2015 yılında, Akasya AVM projesi mimari kimliğin özgün konseptiyle en baştan tasarımı için bir fırsat oldu. Markanın ilk AVM mağazası için gelecekte açılacak tüm şubelere referans olacak, özgün bir mimari konsept tasarlandı. Bu yenilikçi yaklaşım, ilerleyen süreçte Etiler, Kanyon, Göktürk, Moda, Nişantaşı, İstinye, Mall of İstanbul ve Kızıltoprak gibi yüksek profilli mağazalara da yansıtılarak Beyaz Fırın’ın mimari kimliğine güçlü bir tutarlılık kazandırdı.
- Suadiye
- Ataşehir
- Akasya AVM
- Erenköy
- Kadıköy
- Etiler
- Kanyon
- Göktürk
- Moda
- Nişantaşı
- İstinye
- Mall of Istanbul
- Kızıltoprak
Beyaz Fırın Akasya: Alışveriş Merkezi Formatında Yeni Bir Sayfa
2014 yılında Beyaz Fırın, ilk kez bir alışveriş merkezi içerisinde şube açarak yeni bir perakende formatına adım attı. Akasya AVM’deki bu şube, markanın üretim odaklı yapısı düşünüldüğünde önemli bir eşikti. Yerinde üretim yapan bir marka olarak; fonksiyonel bir mutfağı, verimli bir depo alanını, operasyonel akışı ve davetkâr müşteri alanlarını, alışveriş merkezinin fiziksel ve teknik kısıtları içerisinde hayata geçirmek, titizlikle ele alınması gereken bir süreçti.
Karbon, bu zorluğu bir tasarım fırsatına dönüştürerek Akasya AVM mağazasının mimari konseptini üstlendi. Tüm teknik gerekliliklere eksiksiz uyum sağlarken, mekânsal fonksiyonlar arasında kusursuz bir denge kurdu. Bu proje, Karbon için sadece bir AVM mağaza tasarımı değil, aynı zamanda bir dönüm noktasıydı. Mimari ve görsel tasarım ekiplerimizin sürecin en başından itibaren birlikte çalıştığı ilk proje olarak, Beyaz Fırın’ın bundan sonraki tüm mağaza açılışlarında gelişerek devam edecek entegre tasarım anlayışımızın temelini oluşturdu.

Fotoğraf Umut Töre


Beyaz Fırın Etiler: Art Deco Zarafetiyle Köklere Dönüş
2017 yılında Etiler Beyaz Fırın'ın açılması, marka için önemli bir tarihi kilometre taşını temsil ediyordu. 1836'da Balat'ta kurulan Beyaz Fırın, özellikle Kadıköy'de olmak üzere ağırlıklı olarak İstanbul'un Anadolu yakasında gelişmişti. Etiler mağazası, yaklaşık iki yüzyıl sonra İstanbul'un Avrupa yakasına dönüşünü sembolize ediyordu.
Erken Cumhuriyet döneminden kalma müstakil bir binaya yerleşecek marka için öncelikle binanın orijinal tasarımına uygun rekonstrüksiyonu yapıldı. Mimari ve görsel konsept, Beyaz Fırın'ın geleneksel bir fırından sofistike bir pastaneye dönüştüğü dönemin güçlü akımı olan Art Deco hareketinden derinlemesine ilham aldı. Tasarım, markanın zengin mirasını, gelenek ve yeniliğin hassas dengesini ve döneme referans verirken dahi zamansız bir estetiği hedefledi.
“1836 Balat” mirası, mekânın her köşesine zarif detaylarla işlendi. Bahçe ve balkon korkuluklarından iç merdiven tasarımına, ana tezgâh arkasındaki dekoratif seperatöre kadar uzanan özenle tasarlanmış ferforje detaylar, müşterileri Beyaz Fırın’ın köklü geçmişiyle buluşturan görsel bir bağ kurdu.
Fotoğraf Umut Töre



Fotoğraf Umut Töre
Beyaz Fırın Kanyon: Güçlü Kimliğe Sahip Bir Mekânla Uyum
Etiler şubesinin ardından açılan Beyaz Fırın Kanyon mağazası, markanın şehirdeki büyümesini mimari açıdan özgün bir bağlamda sürdürmesini sağladı. Sadece bir alışveriş merkezi değil; kendine has mimarisiyle öne çıkan, ayırt edici bir yapıya sahip açık hava perakende kompleksi olan Kanyon’da, bu özgün yapının içine entegre edilen mimari konseptiyle Beyaz Fırın, çevresiyle estetik bir uyum yakalamayı hedeflerken, markanın güçlü ve tanıdık karakterinden de ödün vermedi.
Etiler şubesinde bir tasarım imzası olarak ilk kez kullanılan dekoratif metal işleri, Kanyon projesinde ifade gücü daha yüksek ve gösterişli bir forma kavuştu. Kompleksin yüksek tavanları ve doğal ışıkla dolu cephesi, markanın görsel dünyası içerisinde özel ferforje detaylarla bütünleşerek mekâna çarpıcı bir karakter kazandırdı. Sonuç olarak, Beyaz Fırın’ın zarif dokunuşları ile Kanyon’un baskın mimari kimliği arasında bütünlüklü ve görsel olarak güçlü bir birliktelik sağlandı.

Fotoğraf Umut Töre



Fotoğraf Umut Töre
Beyaz Fırın Göktürk: "Beyazlık" ve Brasserie Tarzını Kucaklamak
2021 yılında İstanbul'da merkezden uzakta gelişen görece yeni bir yerleşim bölgesi olan Göktürk’te, “Brasserie tarzı Beyaz Fırın” konsepti hayata geçirilmek üzere yola çıkıldı. Bu mağazada, "beyazlık" kavramı tasarım dilinde belirgin olarak öne çıkan bir özellik haline geldi. Beyaz boyalı ferforje detaylar, yumuşak tonlu, ışık dolu iç mekanlarla tamamlandı. Göktürk’ün pastel tonlardaki mat seramik zemin ve duvarları süsleyen özenle seçilmiş sanat eserleri, sakin, havadar ve davetkar bir atmosfer oluşturarak, markanın hem mimari hem grafik olarak ziyaretçileriyle tutarlı bir iletişim kurduğu bir deneyime ev sahipliği yapan ikonik bir mağaza oldu.


Moda & Nişantaşı: Kompakt Zarafet ve "Kriska" İnovasyonu
Beyaz Fırın’ın dönüşen ve Göktürk ile birlikte olgunlaşan konseptini yansıtan Moda ve Nişantaşı şubeleri, markanın fırın-pastane odağını daha kompakt ama şık bir ölçeğe taşıyan önemli adımlar oldu. Pandemi ertesinde sınırlı menü sunan ve fırın kimliğini öne çıkaran bu noktalar, küçük metrekarelerde sade, zarif ve işlevsel bir müşteri deneyimi oluşturacak şekilde tasarlandı.






İstinye’de 2024’te hizmete giren mağaza ise markanın talebiyle self-servis konseptte tasarlandı ve hayata geçirildi. İlk kez İstinye’de Gorbon’un uygulamasıyla hayata geçirilen özel başak motifli tezgah önü seramikleri, el yapımı olarak üretildi ve uygulandı. Bu tasarım İstinye’nin ardından Mall of İstanbul ve Kızıltoprak’ta da uygulandı. Mall of İstanbul projesi, mimari açıdan daha zorlu bir alanda gerçekleştirilmiş özel bir uygulamaydı. Burada, mekânsal sınırlamaları analiz ederek bütünsel algıyı odağa alabilmek için “Kriska – zincirlerle sanat” ile heykelsi bir enstalasyon oluşturduk. Ortaya çıkan bu akışkan ve dinamik form, mekâna mimari planın ötesinde sanatsal bir boyut kazandırdı.



Ocak 2025’te açılan Kızıltoprak şubesi, Karbon’un konsept tasarımındaki son halka oldu. Self-servis konseptte ve sınırlı menüsüyle tasarlanan bu lokasyon, hızlı tempolu şehir yaşamına uygun bir “uğrayıp çıkma” deneyimi sunmayı hedefledi.
